Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD),kurumsal yönetim alanında kritik bir inceleme başlattı. Bu inceleme, şirketlerin genel kurul toplantılarındaki uygulamaları ve politikaları mercek altına alarak, yatırımcı haklarının korunması ve şeffaflığın sağlanması amacını taşıyor. Peki, bu inceleme neden önemli ve Türkiye bu süreçte nasıl bir rol oynuyor? İşte tüm detaylar!

OECD'nin Kurumsal Yönetim İncelemesi: Neler Amaçlanıyor?

OECD'nin kurumsal yönetim komitesi tarafından yürütülen bu inceleme, aslında G20/OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri'nin yaygınlaştırılması ve uygulanmasının bir parçası. Bu ilkeler, dünya çapında kabul gören temel standartlar olarak, şirketlerin daha şeffaf, hesap verebilir ve adil bir şekilde yönetilmesini hedefliyor. İnceleme, özellikle borsada işlem gören şirketlerin genel kurul toplantılarına odaklanarak, bu toplantılardaki düzenleyici politika çerçevelerini ve iyi uygulamaları değerlendiriyor.

Bu kapsamda incelenen konular şunlardır:

• Pay sahiplerinin katılımı ve etkileşimi
• Oy haklarının kullanımı
• Genel kurul toplantılarının şeffaflığı

Türkiye'nin Rolü ve Katkıları

Türkiye, bu önemli çalışmada örnek ülke incelemesine dahil edilen 5 ülkeden biri oldu. SPK'nın ulusal eşgüdüm birimi sıfatıyla yürüttüğü çalışmalar ve Merkezi Kayıt Kuruluşu ile işbirliği sayesinde, OECD'ye önemli destekler sağlandı. Bu destekler, Türkiye'nin kurumsal yönetim alanındaki iyi uygulamalarını ve düzenleyici çerçevesini uluslararası platformda sergileme fırsatı sundu.

SPK'nın bu süreçteki katkıları, OECD tarafından hazırlanan "Genel Kurul Toplantıları ve Kurumsal Yönetim: Eğilimler ve Çıkarımlar" başlıklı raporda da açıkça belirtiliyor. Rapor, 7 Nisan 2025 tarihinde OECD'nin internet sitesinde yayınlanarak kamuoyuyla paylaşıldı.

Raporun Yayınlanması ve Sonuçları

OECD tarafından hazırlanan bu rapor, 50 büyük ekonomideki şirketlerin genel hissedar toplantılarına ilişkin politikaları ve uygulamaları detaylı bir şekilde inceliyor. Raporun amacı, farklı düzenleyici çerçevelerin ve kurumsal uygulamaların pay sahiplerinin katılımı, oy hakları ve genel kurul toplantılarının şeffaflığı konularını nasıl ele aldığını ortaya koymak.

Raporun sonuçları, kurumsal yönetim alanında iyileştirilmesi gereken alanları ve iyi uygulama örneklerini belirleyerek, şirketlere ve düzenleyici kurumlara yol gösterici olmayı hedefliyor. Bu sayede, yatırımcı güveninin artırılması, şirketlerin daha sürdürülebilir ve başarılı bir şekilde yönetilmesi amaçlanıyor.

SPK ve OECD'nin bu ortak çalışması, Türkiye'nin kurumsal yönetim alanındaki gelişimine önemli katkılar sağlayacak. Raporda yer alan bulgular ve öneriler doğrultusunda, Türkiye'deki şirketlerin ve düzenleyici kurumların daha şeffaf, hesap verebilir ve adil bir yönetim anlayışını benimsemesi bekleniyor. Bu durum, hem yatırımcı güvenini artıracak hem de Türkiye ekonomisinin daha sürdürülebilir bir büyüme göstermesine yardımcı olacaktır.