
Sanayicinin Umutları Tükendi mi? 2026 Kabusu!
Sanayi sektörü zorlu bir dönemden geçiyor. 2025'e umutlarla başlayan sanayiciler, finansman krizi ve iç talepteki düşüşle büyük hayal kırıklığı yaşadı. Şirketlerin kârlılıkları azalırken maliyetleri artmaya devam ediyor. Sektör temsilcileri, bu yazın daha da zor geçeceğini belirtirken umutlarını 2026'nın sonuna erteledi. Peki, sanayicinin beklentileri neden karşılanmadı ve sektörde neler oluyor?
Sanayide Kriz Derinleşiyor
İstanbul Tüccarlar Kulübü Derneği Başkanı İlker Önel, sektördeki durumu şu sözlerle özetliyor: "Sadece büyük şirketlerde değil, mikro ve küçük ölçekli işletmelerde de üretimden satışlarda çok ciddi düşüş var. Geçtiğimiz senelere göre kârlılığımız yüzde 4-5’lere kadar geriledi. İflas eden, konkordato ilan eden işletmeler açıklanıyor ama bir de duymadığımız küçük ve mikro ölçekli işletmelerde çok fazla sayıda devirler var." Bu durum, küçük işletmelerin ayakta kalmakta zorlandığını ve sektörde büyük bir dönüşüm yaşandığını gösteriyor.
Önel ayrıca, yaz sezonu ve okulların kapanmasıyla piyasanın turizm sezonuna kayacağını ve bu durumun reel sektör için daha da zorlu bir dönem olacağını belirtiyor. Enflasyonla mücadele sürecine de değinen Önel, hanehalkı ve reel sektörün programa olan inancının azaldığını ve somut sonuçlar beklediklerini vurguluyor.
2026'dan da Umut Yok mu?
İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Çetin, gelecek yıla ilişkin beklentilerin fuarlarda alınan siparişlerle belirlendiğini ancak sanayicinin büyük bir beklenti içinde olmadığını ifade ediyor. Çetin, "Ama sanayici, bir beklenti içinde değil. Mevcut şartlar, istihdam maliyetleri ve yüksek enflasyon ile birlikte yurt dışındaki rekabet gücümüz ciddi oranda zayıfladı. 2026’nın ilk altı ayı da mevcut durumdan farklı olmayacak" şeklinde konuşarak karamsar bir tablo çiziyor. Bu durum, sanayicinin gelecekten umutlu olmadığını ve mevcut sorunların devam edeceğini öngördüğünü gösteriyor.
Firmalar Duran Varlıklarını Satıyor
ZÜCDER Başkanı Burak Önder, firmaların kredi limitlerinin dolduğunu veya nakit akışını sağlamak amacıyla yüksek faizli kredilere bulaşmamak için duran mal varlığı satışına geçtiklerini belirtiyor. Ancak Önder, faiz oranlarının yüksek olduğu bu ortamda yer satmanın kolay olmadığını ve taşınmazların rayiç bedelin altına satıldığını ifade ediyor. Bu durum, firmaların finansal sıkıntılarını aşmak için çaresizce varlıklarını satmaya çalıştığını gösteriyor.
Sektör temsilcilerinin açıklamaları, sanayi sektörünün içinde bulunduğu zor durumu açıkça ortaya koyuyor. Finansman krizi, düşen talep, artan maliyetler ve yüksek faizler, şirketleri zor durumda bırakıyor. Sanayicinin umutları 2026'nın sonuna ertelenirken, sektörde köklü çözümlerin bulunması ve desteklerin artırılması gerekiyor. Aksi takdirde, iflaslar ve devirler artarak sektörde daha büyük sorunlara yol açabilir.