Türkiye ekonomisi, artan döviz borçlanması ve yükselen batık kredi oranları ile karşı karşıya. Özellikle bazı sektörlerde bu iki riskin aynı anda derinleşmesi endişe yaratıyor. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi'nin Nisan 2025 verileri, reel sektörün borçlanma yapısındaki büyümeyi ve beraberinde getirdiği finansal riskleri gözler önüne seriyor. Peki, hangi sektörler risk altında ve neler yapılmalı?

Risk Altındaki Sektörler

Nisan 2025 itibarıyla tasfiye olunacak alacak oranı en yüksek olan sektör, %4.8 ile inşaat sektörü. Yabancı para nakdi kredilerin toplam nakdi krediler içindeki payı en yüksek olan sektör ise %83 ile enerji sektörü olarak belirlendi. Bu durum, özellikle dövizle borçlanan sektörlerde tasfiye olunacak kredilerin artış göstermesine neden oluyor.

• İnşaat Sektörü: Hem yüksek batık kredi oranı hem de döviz borçlarının yüksek payı ile çift yönlü risk altında.
• Enerji Sektörü: Döviz kuruna karşı aşırı duyarlılık gösteriyor. Döviz kurundaki artışlar, enerji sektörünün ödeme yükünü artırarak tahsilat sorunlarına yol açabiliyor.
• Turizm Sektörü: Döviz gelirleri olmasına rağmen, kullanılan kredilerin %70'i döviz cinsinden. Jeopolitik gelişmeler borç ödeme gücünü olumsuz etkileyebilir.

Sanayi ve Diğer Sektörlerdeki Durum

İmalat sanayi sektörünün toplam nakdi kredi borcu 4 trilyon 712 milyar TL'ye ulaşarak zirvede yer alıyor. Yıllık bazda kredi hacmi %37 oranında artarken, tasfiye riski de %134 oranında artış gösterdi. İmalat sektörü, %54'lük döviz kredi oranıyla kırılgan sektörler arasında bulunuyor. Taşımacılık, depolama ve haberleşme sektörü de %59'luk döviz kredi oranına sahip.

Elektrik, gaz ve su sektöründeki nakdi kredi büyüklüğü 792 milyar TL ile sınırlı görünse de, YP kredi oranı %83 ile en yüksek seviyede. Bu durum, döviz kurundaki dalgalanmalara karşı sektörü oldukça hassas hale getiriyor. Sektörde tasfiye oranı ise %4.2 ile yüksek bir seviyede.

Otel ve restoran (turizm) sektöründe kredi hacmi %39 artarak 588 milyar TL'ye ulaştı. Ancak turizm sektöründe döviz gelirleri olsa da, kullanılan kredilerin %70'i döviz cinsinden. Bu durum, talep şokları veya jeopolitik gelişmelerin etkisiyle borç ödeme gücünde bozulmaya neden olabilir.

Ekonomideki bu gelişmeler, dikkatli bir şekilde yönetilmesi gereken önemli riskleri işaret ediyor. Özellikle dövizle borçlanan sektörlerin yakından takip edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, batık kredi oranlarındaki artış ve kur riskinin büyümesi, ekonomik istikrarı tehdit edebilir.