
Eko-Anksiyete Alarmı! İklim Krizi Ruh Sağlığını Nasıl Vuruyor?
İklim değişikliğinin yıkıcı etkileri artık sadece buzulların erimesiyle ya da sellerle sınırlı değil. Uzmanlar, özellikle gençlerde ve çocuklarda giderek artan bir sorun olan "eko-anksiyete"nin ruh sağlığı üzerindeki ciddi etkilerine dikkat çekiyor. İklim krizi kaynaklı bu kaygı, uzun vadede bireylerde çeşitli psikolojik sorunlara yol açabiliyor.
Eko-Anksiyete Nedir?
Uzm. Klinik Psikolog İlayda Kutevu, eko-anksiyeteyi "iklim değişikliğinin gelecekte yaratacağı yıkımla ilgili duyulan sürekli ve derin kaygı hali" olarak tanımlıyor. Bu durum, bireylerde belirsizlik, umutsuzluk, suçluluk ve çaresizlik gibi duygulara neden olarak yaşam kalitesini olumsuz etkileyebiliyor.
Eko-anksiyetenin belirtileri kişiden kişiye değişebilir, ancak en sık görülenler şunlardır:
- Sürekli endişe ve kaygı hali
- Uyku bozuklukları
- Dikkat dağınıklığı
- İçe kapanma
- Umutsuzluk ve çaresizlik hissi
- Suçluluk duygusu
İklim Krizi ve Çocuklar Üzerindeki Etkisi
Kutevu, sel, kasırga, yangın gibi ekstrem hava olayları sonrasında travma sonrası stres bozukluğu (TSSB),depresyon ve akut stres bozukluğu gibi rahatsızlıkların görülme sıklığının arttığına dikkat çekiyor. Özellikle çocuklar, çevresel tehditlere karşı daha hassas olabiliyor. Doğa, onlar için sadece oyun alanı değil, aynı zamanda güvenlik ve aidiyet duygusunun da kaynağı. Bu nedenle, doğanın tehdit altında olduğunu görmek çocuklarda travma etkisi yaratabiliyor ve uzun vadede dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlüğü, içe kapanma ve uyku bozuklukları gibi sorunlara zemin hazırlayabiliyor.
Ruh Sağlığını Korumak İçin Neler Yapılabilir?
İklim kriziyle başa çıkmak için sadece çevresel değil, psikolojik iyileşmenin de hedeflenmesi gerekiyor. İşte uzmanların önerileri:
- Güvenilir bilgi kaynaklarına erişin: Bilinçlendirme çalışmaları ve eğitimlerle çevresel felaketlerin etkilerini daha anlaşılır hale getirin.
- Psikolojik destek alın: Afetlerden etkilenen bireyler için erişilebilir ve ücretsiz psikolojik destek programlarına başvurun.
- Toplumsal bağları güçlendirin: İnsanlarla iletişim kurun, yalnız olmadığınızı hissedin.
- Doğa ile temas kurun: Ruh sağlığını destekleyici bir unsur olarak doğayı günlük yaşamın parçası haline getirin.
İklim değişikliğine karşı verilen mücadelede, bireylerin ruh sağlığını korumak ve güçlendirmek büyük önem taşıyor. Doğa ile kurulan duygusal bağ, bireyin hem ruhsal direncini artırır hem de sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarını geliştirir. Unutulmamalıdır ki insanın doğayla olan bağı, iklim krizine karşı hem bireysel hem de toplumsal düzeyde iyileşmenin anahtarıdır.