
Döviz Tutkusu Sürüyor! Faizler Bile Engel Olamadı!
Türk halkının dövize olan ilgisi, yüksek faizlere ve kurdaki kontrollü yükselişe rağmen azalmak bilmiyor. Son dönemde yaşanan altın rallisi, döviz talebini adeta yeniden alevlendirdi. Bankacılık sistemindeki toplam döviz mevduatları, kıymetli maden hesapları da dahil olmak üzere, 17 Ekim haftası itibarıyla 218.3 milyar dolara ulaşarak dikkatleri üzerine çekti. Bu durum, Aralık 2021'de görülen 238 milyar dolarlık tarihi rekor seviyeye yeniden yaklaşılması anlamına geliyor. Peki, bu yükselişin ardında yatan sebepler neler?
Altın Fiyatlarındaki Yükselişin Etkisi
HSBC analistleri, altın fiyatlarındaki yükselişin döviz mevduatlarının toplam içindeki payını artırdığına dikkat çekiyor. Türk bankalarının %60'lık asgari TL/döviz mevduat dengesi hedefini korumak için TL mevduatlarını artırmak zorunda kalması, bu durumu tetikleyen önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Dolayısıyla, standart TL mevduat faizleri üzerindeki eylül ayındaki 250 baz puanlık faiz indiriminin beklenen etkiyi yaratmadığı görülüyor.
Kur korumalı mevduatın (KKM) sona erdiği 29 Ağustos ile 17 Ekim arasındaki dönemde, yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları parite etkisinden arındırılmış olarak 8.1 milyar dolar arttı. Toplam mevduat içinde standart TL mevduatın payı, 17 Ekim itibarıyla %60.4'e geriledi. Bu durum, mevduat dolarizasyonunun yeniden %40'a dayanmasıyla sonuçlandı. 2022'de KKM dahil döviz mevduatlarının toplam mevduata oranı %72.3 ile zirveye çıkmış, 2024 başında ise %36.7 ile dip seviyesini görmüştü. Bu dalgalanmalar, Türk halkının döviz tercihinde ne kadar hassas olduğunu gözler önüne seriyor.
Döviz Kredilerinde Kur Riski Artıyor
Sadece mevduatlarda değil, döviz cinsi ticari kredilerde de rekor seviyeler görülüyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) verilerine göre, 17 Ekim itibarıyla döviz cinsi krediler haftalık 1.5 milyar dolar artışla 195 milyar 417 milyon dolara yükseldi. Merkez Bankası'nın yıl başından itibaren döviz kredileriyle ilgili maliyet artırıcı bir dizi düzenleme yapmasına rağmen, bu artışın önüne geçilemedi.
Döviz kredilerinin toplam kredi stoku içindeki payı sene başında %48.40 iken, 17 Ekim itibarıyla %50.31'e çıktı. Bu durum, şirketlerin döviz borçlanma iştahının hala yüksek olduğunu gösteriyor. Ancak, döviz kredilerindeki bu artış, kur riskini de beraberinde getiriyor. Özellikle kurda yaşanabilecek ani yükselişler, döviz borcu olan şirketler için ciddi bir tehdit oluşturabilir.
Türkiye ekonomisi için döviz, her zaman önemli bir konu olmuştur. Döviz kurlarının seyri, enflasyon, faiz oranları ve dış ticaret dengesi gibi birçok makroekonomik değişkeni etkileyebilmektedir. Türk halkının dövize olan ilgisi, geçmişten günümüze çeşitli nedenlerle devam etmiştir. Yüksek enflasyon, siyasi istikrarsızlık ve ekonomik belirsizlik gibi faktörler, dövizin bir yatırım aracı olarak cazibesini artırmıştır. Ancak, döviz yatırımı yaparken dikkatli olmak ve riskleri göz önünde bulundurmak önemlidir.
Döviz aşkının bitmemesi, Türkiye ekonomisi için hem fırsatlar hem de riskler barındırıyor. Eğer döviz, üretken yatırımlara yönlendirilirse, ekonomik büyümeye katkı sağlayabilir. Ancak, dövizin spekülatif amaçlarla kullanılması, ekonomik istikrarsızlığa yol açabilir. Bu nedenle, döviz piyasasının yakından takip edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşıyor.








