Dağlarda Nöbet: Sedir Katranı Yağı Üretimi İçin Zorlu Mücadele!
Finans

Dağlarda Nöbet: Sedir Katranı Yağı Üretimi İçin Zorlu Mücadele!


06 June 20255 dk okuma20 görüntülenmeSon güncelleme: 23 June 2025

Antalya'nın Akseki ilçesine bağlı Kuyucak Mahallesi'nde, asırlardır süregelen bir gelenek yaşatılıyor: Sedir katranı yağı üretimi. Mahalle sakinleri, bu değerli yağı elde etmek için 2500 rakımlı dağlarda zorlu bir mücadele veriyor. Kuruyan sedir ağacı köklerini özenle toplayıp, zahmetli işlemlerden geçirerek şifalı olduğuna inanılan bu yağı üretiyorlar.

Sedir Katranı Yağı Üretiminin Aşamaları

Sedir katranı yağı üretimi, meşakkatli bir süreçten oluşuyor. İşte bu sürecin aşamaları:

  • Köklerin Toplanması: Mahalle sakinleri, dağlarda yetişen sedir ağaçlarının kuruyan köklerini tek tek topluyor. Bu işlem, sırtlarda ya da yük hayvanlarıyla taşınarak daha da zorlu hale geliyor.
  • Çıra Hazırlığı: Toplanan kökler, küçük çıralar haline getiriliyor.
  • Kuyu İnşası: Toprakta hazırlanan kuyulara, çıralar simetrik bir şekilde üst üste diziliyor. Kuyunun üstü ağaç dallarıyla kapatılıp, hava almaması için çamurla sıvanıyor.
  • Ateş Nöbeti: Kuyunun ağzından ateş yakılıyor ve bir kişi, ateşin dengeli yanması için başında nöbet tutuyor. Bu işlem yaklaşık 3 gün sürüyor.
  • Yağın Süzülmesi: Kuyunun diğer ucundaki kanaldan, yoğun kıvamlı katran yağı yavaş yavaş akmaya başlıyor.

Bu zahmetli sürecin sonunda, yılda ortalama 70 ila 80 kilogram katran yağı elde ediliyor. Elde edilen yağ, talep edenlere satılıyor.

Ata Mirası Yaşatılıyor

Sedir katranı yağı üreticisi Serpil Kaya, bu geleneğin atalarından miras kaldığını belirtiyor. "Eskiden dedelerimiz çıra yağını çok fazla üretir ve kullanırdı. Biz de atalarımızın mirası olan sedir katranı yağı üretimini sürdürüyoruz," diyor Kaya. Sedir yağının yörede sıkça kullanıldığını ve hayvancılıkta faydalı olduğunu, aynı zamanda eklem ağrılarında da kullanıldığını ekliyor.

Gençlerin İlgisizliği Üzüntü Yaratıyor

Süleyman Kaya ise eski zamanlarda atalarının dağlara çıkarak, günün teknolojisinden uzak imkanlarla yağ üretimi için çalıştığını anlatıyor. Çıra kuyusu içinde çalışan Ramazan Erdoğan, gençlerin bu işe ilgi göstermemesinden dolayı üzüntü duyduğunu ifade ediyor. Erdoğan, "Bu yağ, hayvanlarda iç parazite, uyuza, arılarda varroa hastalığına iyi geliyor. Hayvanların içtiği suya damlatıldığı takdirde daha fazla su içiyorlar," şeklinde konuşuyor.

Sedir katranı yağı üretimi, sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda yüzyıllardır süregelen bir geleneğin yaşatılması anlamına geliyor. Dağlarda verilen bu zorlu mücadele, doğayla iç içe bir yaşamın ve ata mirasına sahip çıkmanın en güzel örneklerinden birini sergiliyor. Ancak genç neslin bu mesleğe ilgisizliği, gelecekte bu değerli geleneğin kaybolma tehlikesini beraberinde getiriyor.