09 Nisan 2025 Çarşamba

Trump'tan Türkiye'ye Kimya Sektörü Fırsatı! ABD Pazarında Rekabet Avantajı

ABD Başkanı Donald Trump'ın açıkladığı yeni gümrük tarifeleri, Türk kimya sektörü için beklenmedik bir fırsat kapısı araladı. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, Türkiye'nin diğer ülkelere kıyasla daha düşük tarife oranına sahip olmasının, ABD pazarında rekabet avantajı sağlayabileceğini belirtti. Peki, bu durum Türk kimya sektörü için ne anlama geliyor? İşte detaylar...

ABD Tarifeleri: Türkiye İçin Fırsat mı, Tehdit mi?

Trump'ın kararnamesiyle birçok ülkeye yönelik gümrük tarifeleri uygulanmaya başlandı. Avrupa Birliği'ne (AB) %20, Çin'e %34 gibi oranlar uygulanırken, Türkiye'ye %10 oranında bir tarife uygulanması, Türk kimya sektörü için önemli bir avantaj olarak değerlendiriliyor. Adil Pelister, "Diğer ülkelerin tarife oranlarına göre bizim en düşük dilimde yer almamız avantaj olarak görülebilir. Trump'ın tarifeleriyle Türk kimya sektörü ABD pazarında daha rekabetçi hale gelebilir," dedi.

Bu durum, Amerikan ithalatçıların daha uygun fiyatlı alternatiflere yönelmesine neden olabilir. AB menşeli kimyasal ürünlerin fiyatları artarsa, Amerikan firmaları Türkiye'den daha uygun fiyatlı ürünler tedarik etmeyi tercih edebilirler. Bu da Türk kimya sektörünün ABD pazarındaki payını artırmasına yardımcı olabilir.

Ancak, bu durumun bazı riskleri de beraberinde getirdiği unutulmamalıdır. AB'nin ABD'ye ihraç edemediği ürünlerin Avrupa iç pazarında birikmesi, fiyatların düşmesine yol açabilir. Bu da Türkiye için ithal girdi maliyetlerinde kısa vadeli bir azalma sağlayarak üretim maliyetlerine pozitif yönde yansıyabilir. Ancak, uzun vadede AB pazarında rekabetin artması, Türk ihracatçıları zorlayabilir.

Kimya Sektöründe İhracat Hedefleri ve ABD'nin Rolü

Kimya sektörü, 2024 yılında gerçekleştirdiği 30,8 milyar dolarlık ihracatla Türkiye'nin en fazla ihracat gerçekleştiren ikinci sektörü oldu. Sektör, 2025 yılında 35 milyar dolar ihracat hedefliyor. Geçen yıl kimya sektöründe en fazla ihracat yapılan ilk 10 ülke arasında ABD'nin yükselişi dikkat çekiyor.

Adil Pelister, bu konuda şunları söyledi:

"Türkiye'nin yüzde 10'luk genel tarife kapsamında yer alması dolayısıyla dünyanın genel tedarikçisi konumundaki Çin'e göre Amerika Birleşik Devletleri'ne mal ihraç eden ülkeler arasında daha avantajlı hale gelebiliriz. Çin'e uygulanan yüksek vergi tarifesi sebebiyle Amerikan firmaları alternatif tedarik pazarı olarak ülkemize yönelebilirler."

Peki, bu avantajı nasıl değerlendirebiliriz? İşte bazı öneriler:

  • Yüksek teknolojili ve katma değerli ürün üretimine odaklanmalıyız.
  • Fiyat rekabeti konusunda avantajımızı korumalıyız.
  • ABD pazarındaki fırsatları yakından takip etmeliyiz.
  • ABD ile olan ticari ilişkilerimizi geliştirmeliyiz.

Dolar ve Euro Paritesi: İhracat İçin Ne Anlama Geliyor?

Adil Pelister, orta ve uzun vadede doların değerinin aşağıya düşmesinin yanı sıra avronun yukarı çıkmasının beklenebileceğine işaret ederek, "Bu durum bizim en çok kimya ihracatı yaptığımız AB ile ticaretimizde parite farkından dolayı olumlu etki yaratabilir," diye konuştu.

Doların değer kaybetmesi ve euronun değer kazanması, Türk ihracatçıların AB pazarında daha rekabetçi olmasını sağlayabilir. Bu durum, özellikle kimya sektöründe ihracatın artmasına yardımcı olabilir.

Ancak, bu durumun bazı riskleri de beraberinde getirdiği unutulmamalıdır. Doların değer kaybetmesi, Türkiye'nin ithalat maliyetlerini artırabilir. Bu da üretim maliyetlerinin yükselmesine neden olabilir.

Sonuç olarak, Trump'ın gümrük tarifeleri Türk kimya sektörü için hem fırsatlar hem de tehditler içeriyor. Bu fırsatları değerlendirmek ve tehditleri bertaraf etmek için doğru stratejiler geliştirmek gerekiyor. Yüksek teknolojili ve katma değerli ürün üretimine odaklanmak, ABD pazarındaki fırsatları yakından takip etmek ve dolar-euro paritesindeki değişimleri dikkate almak, Türk kimya sektörünün başarısı için kritik öneme sahip olacaktır.

İlgili Haberler