Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kritik ABD temaslarına hazırlanıyor. 23 Eylül'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na hitap edecek olan Erdoğan, burada Gazze'deki insani felaketi ve Filistin'e yönelik zulmü bir kez daha tüm dünyaya duyuracak. Bu yılki Genel Kurul, birçok ülkenin Filistin Devleti'ni tanıma kararıyla tarihe geçerken, Türkiye'nin uzun yıllardır savunduğu iki devletli çözüm için yürüttüğü diplomasiye yeni bir soluk getirmesi bekleniyor.

Erdoğan'ın konuşmasında sadece Gazze değil, aynı zamanda bölgesel istikrar, KKTC'nin hakları ve küresel barış vizyonu da ön plana çıkacak. Ancak bu ziyaretin sadece diplomatik bir boyutu yok. Erdoğan, BM Genel Kurulu'nun hemen ardından, 25 Eylül'de ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray'da bir araya gelecek.

Ekonomi ve Stratejik Ortaklık Masada

Trump ile yapılacak görüşmede ticaret, yatırım, savunma sanayii, Boeing uçak alımları, F-16 ve F-35 görüşmeleri gibi ekonomik ve stratejik konular ele alınacak. Dünyada ve bölgede yaşanan birçok kritik gelişmenin olduğu bu dönemde gerçekleşecek zirve, iki ülke ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılmasına zemin hazırlayabilir.

Bu temasların en önemli ayağı ise 22-24 Eylül tarihlerinde New York'ta düzenlenecek olan 17. Türkiye Yatırım Konferansı olacak. DEİK/TAİK'in ev sahipliğinde gerçekleşecek konferansa, Fortune 100 listesinden 20 dev Amerikan şirketi katılacak. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, OVP'nin 2026-2028 hedeflerini ve Türkiye'nin yeni ekonomik yol haritasını ilk kez küresel finans çevreleriyle paylaşacak. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ABD ile serbest ticaret görüşmeleri ve yeni gümrük tarifeleri üzerine stratejileri aktarırken, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan para politikası ve enflasyon görünümü konusunda yatırımcılara güven verecek.

Barış Diplomasisi ve Yatırım Hamlesi Bir Arada

ABD ziyaretinde barış diplomasisi ve ekonomi gündemi iç içe geçmiş durumda. Gazze için barış arayışları sürerken, Türkiye için yatırım fırsatları da değerlendirilecek. Erdoğan'ın New York ve Washington maratonu, hem siyasi hem de ekonomik sonuçlar doğuracak gibi görünüyor. Bu ziyaret, sadece Washington-Ankara hattında değil, küresel ekonomi ve diplomasi sahnesinde de yankı uyandıracak potansiyele sahip.

Türkiye'nin son yıllarda attığı adımlar ve yürüttüğü başarılı diplomasi, uluslararası arenada daha fazla söz sahibi olmasını sağlıyor. Bu kapsamda Erdoğan'ın ABD ziyareti, hem bölgesel hem de küresel sorunlara çözüm arayışında önemli bir rol oynayabilir. Özellikle Gazze konusunda atılacak adımlar, bölgedeki gerginliğin azaltılmasına katkı sağlayabilir.

Ayrıca, ekonomik alanda yapılacak işbirlikleri, Türkiye'nin büyüme hedeflerine ulaşmasında önemli bir destek sağlayabilir. ABD'li şirketlerin Türkiye'ye yapacağı yatırımlar, istihdamın artmasına ve ekonominin canlanmasına katkıda bulunacaktır. Bu nedenle, Erdoğan'ın ABD ziyareti, Türkiye için büyük önem taşıyor.

Erdoğan'ın New York ve Washington'daki temasları, Türkiye'nin uluslararası arenadaki konumunu güçlendirecek ve ekonomik büyümesine ivme kazandıracak önemli fırsatlar sunuyor. Bu ziyaretin sonuçları, önümüzdeki günlerde daha net bir şekilde görülecektir.