Kara Deliklerin Sırrı: Beyaz Deliklere Dönüşerek Madde ve Zamanı Geri Salıyor
Bilim & Teknoloji

Kara Deliklerin Sırrı: Beyaz Deliklere Dönüşerek Madde ve Zamanı Geri Salıyor


16 March 20255 dk okuma68 görüntülenmeSon güncelleme: 21 June 2025

Bilim dünyası, kara deliklerin gizemli dönüşümüne dair yeni bir teoriyle sarsıldı. İngiltere'deki Sheffield Üniversitesi'nden araştırmacılar, kara deliklerin madde ve zamanı evrene geri salan beyaz deliklere dönüşebileceğini ortaya koydu. Bu keşif, uzay-zaman anlayışımızda devrim yaratma potansiyeli taşıyor.

Kara Deliklerden Beyaz Deliklere: Yeni Bir Evren Modeli

Araştırmacılar, iki boyutlu bir yüzey üzerinde geliştirdikleri "Planar Kara Delik Modeli" ile kuantum mekaniği yasalarını kullanarak kara deliklerin davranışını inceledi. Çalışma, kara deliklerin içindeki tekilliğin yerini büyük kuantum dalgalanmalarının aldığını ve bu süreçte uzay-zamanın sona ermediğini gösterdi. Bu bulgu, kara deliklerin madde ve zamanı geri salan beyaz deliklere dönüşebileceği teorisini destekliyor.

Zaman ve Uzayın Yeni Aşaması

Araştırma ekibinden Steffen Gielen, bu teorik senaryoda bir kişinin kara delikte seyahat edip beyaz delikten çıkabileceğini belirtti. Bu durum, zaman ve uzayla ilgili bilinenlerin tamamen değişebileceği anlamına geliyor. Kara delikler, büyük kütleli yıldızların süpernova patlamasıyla oluşan ve her şeyi yutan gök cisimleri olarak biliniyor. Ancak beyaz delikler, tam tersi bir işlevle madde, enerji ve zamanı evrene geri bırakıyor.

  • Kara delikler: Her şeyi yutan, zaman dahil hiçbir şeyin kaçamadığı gök cisimleri.
  • Beyaz delikler: Madde, enerji ve zamanı evrene geri salan teorik yapılar.
  • Kuantum mekaniği: Kara deliklerin dönüşüm sürecini açıklayan temel yasalar.

Araştırmanın sonuçları, prestijli bilim dergisi "Physical Review Letters" tarafından yayımlandı. Bu çalışma, kara deliklerin ve evrenin işleyişine dair yeni soruları gündeme getirirken, gelecekteki uzay araştırmaları için de önemli bir adım olarak görülüyor.

Bilim insanları, bu teorinin pratikte nasıl işleyeceğini anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurguluyor. Ancak bu keşif, evrenin en büyük gizemlerinden birine ışık tutarak, insanlığın uzay-zaman anlayışını kökten değiştirebilir.